Mutlaka İzlenmesi Gereken Filmler
Uzmantavsiyesi.net olarak mutlaka izlenmesi gereken filmleri sizler için derledik. Bu filmler zamana bağlı olmadan yani zamanı geçmeyen filmlerdir. İnsana verdikleri duygular o kadar kalıcıdır ki zamanın yok edici gücü bile bir şey alıp götürememekte ve çaresiz kalmaktadır.
Mutlaka izlemeniz gereken filmler bir evrensel duygunun kalıcı mesajlarını ustalıkla yaymayı başaran filmlerdir. Sözü fazla uzatmadan izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ettiğimiz, izlediyseniz bir daha izlemenizi tavsiye ettiğimiz film listemizi sıralayalım. Tüm zamanların en iyi filmleri şöyle:
The Prestige / Prestij (2006)
İki sihirbaz hırs ve rekabetin cazibesine kapılarak birbirlerine üstünlük sağlamayı başarmak için olmadık işlere girişecekler ve fizik kanunlarını delmenin çılgınca yolunu aramaktan geri kalmayacaklar. Ego ve hırsın gücünün ve insanlara neler yaptırabileceğinin farkına varmak için izlenmesi gereken bir film. Kahramanlarımız; dünyadaki prestij rezervlerini kurutmanın ve hepsini kendi bünyelerine almanın peşinde…
• The Shawnshank Redemption / Esaretin Bedeli (1994)
İşlemediği bir suç yüzünden yıllarca hapis yatmak zorunda kalan ve Shawshank hapishanesinin dayanılmaz şartları altında yıllarca yaşamaya mahkum olan kahramanımız; hapse girer girmez kaçış yollarını çoktan tasarlamıştır ama, sarhoş olduğu için işleyip işlemediğinden emin olamadığı ve belki de bu emin olamamanın verdiği metanet ve sabırla yıllarca zor şartlara dayandıktan sonra; aniden karşısına bir genç çıkacak ve meşhur cinayeti aslında başkasının işlediği gerçeğini kahramanımıza gösterecektir. Kahramanımız için hapis yatmak artık imkansızdır ve pis işlerini yaptığı müdürüne konuyu açacaktır.
• Inception / Başlangıç (2010)
Rüya içinde rüya görmek nasıl bir duygudur? Ve daha da ilginci bir başkasının rüyasına girmek ve ondan bilgi sızdırmak? Kulağa çok fantastik sıra dışı geliyor. Ama filmde gerçek bu.,, Bir başkası bir başkasının rüyasına sızacak ve rüya boyutunda çetin mücadeleler başlayacak.
• The Game / Oyun (1997)
Babasının intiharı üzerine çok sarsılan kahramanımız büyük bir borsacı olmuş ve paralarla oynamaktadır. Fakat mutlu değildir. Para her zaman mutluluk getirmez. Babası gibi intihar eğilimi olan Michael Douglas bu dünyadan bezmiştir ve bunu en iyi gören kişi onun kardeşidir. Hayata biraz heyecan katmak için uluslararası çapta bir oyun tertipleyeceklerdir. Oyun içinde Michael intihar etmek şöyle dursun hayata sımsıkı tutunacaktır. Çünkü bu oyunda tasarlanan her şeyin temel amacı yaşamak dürtüsünü güçlendirmeye yöneliktir ve tehlikeden tehlikeye atlamak zorunda kalan kahramanımız için hayat oyunun sonunda bir başka güzel olacaktır…
• A Beautiful Mind / Akıl Oyunları (2001)
Bir dahi her zaman şizofren olmak zorunda mıdır bilinmez ama kahramanımız burnu havalarda bir dâhidir ve şizofrenliğin kitabını yazmıştır. Tek sorun dehasının farkında olması ama bölünmüşlüğünün farkında olmamasıdır. Herkesin kazanamayacağı bursu kazanan kahramanımız sıra dışı matematik teorileri üreterek akademik hayatını sürdürebilecektir ve sonunda Adam Smith’in modelini farklı bir açıdan tanımlayacak bir matematiksel formül geliştirir. Kahramanımızın aslında olmayan bir oda arkadaşı vardır ve onun dehasından faydalanmak isteyen bir gizli servis elemanı vardır. John çok çok önemli şifreler çözecek ve ulusun güvenliğini sağlayacaktır.
• Plemya-Kabile 2015
Temmuz 2015 tarihinde vizyona giren filmi diğer filmlerden ayıran özelliği hiçbir insan sesinin ve konuşmanın kullanılmaması. Sağırlar ve dilsizler okulunu kazanan kahramanımız sağırlar ve dilsizler okulunda bir çetenin yine kendileri gibi sağır ve dilsiz olan öğrenci kızları fuhuşa zorlamasına tanık olan kahramanımız bu çetenin içine sürüklenirken, pazarlanan kızlardan birine aşık olacaktır. Eleştirmenlerden büyük övgüler almayı başaran film tüm dünyada herkes tarafından çeviriye gerek olmadan izlenebilir.
• The Pianist / Piyanist (2002)
Yine Alman Nazi askerlerinin Yahudilere yaptığı zulmü sinema perdesine en iyi şekilde yansıtan baş yapıtlardan biri ile karşı karşıyayız. Tüm zamanlarda keyifle izlenebilecek filmde kahramanımız bir piyanisti canlandırıyor. Savaş tüm şiddetiyle sürerken kahramanımız oradan oraya kaçacak ve bir lokma ekmek bulamadığı zor günlerin dar tüneline girmek zorunda kalacaktır. Savaşın bitimine kadar tek bir an bile rahat; ona kendi yüzünü göstermeyecektir. Yahudi olarak doğan ve zamanın o diliminde o coğrafyada yaşayan diğer talihsizlere göstermediği gibi…
• The Fury (2014)
Brad Pitt yine yapacağını yapmış ve ortaya son zamanların en iyi savaş filmlerinden birinde baş rolü başarı ile oynamış. Bir tank çavuşu Nazi Almanya’sının çöküş zamanında Alman topraklarında Alman tanklarını yok etmek ve belirlenen yolları açmakla görevlendirilir. Emrine verilen diğer 4 tankla birlikte Alman topraklarında ilerlerken savaşın vahşetini biz seyircilere de kendi gözünden yansıtacaktır. Ara sıra savaştan midesi bulanacak ve bu zafiyetini kimseyle paylaşmayacaktır. Bir komutan olarak sert ve kararlı duruşunu koruyacak olan Brad Pitt tanka yeni aldığı süt kuzusu askeri de kendilerine benzetmek için elinden geleni yapacaktır. Tek gerekçesi ise hayatta kalmak için bu savaşta bütün insani erdemleri bir kenara atmanın gerekliliğine olan inancıdır. Fakat içten içe bu inancını kendisi de koruyacaktır.
Filmkolik biri olmama rağmen hala izlememiş olduğum filmler görmek beni şaşırttı film tavsiyeleri için teşekkürler.